Atina – Athens (Yunanistan)

Sevgili okurlarım merhaba,

Bugün sizlere Ekim 2015’te ziyaret ettiğim ve kendisine bağlı Pire’yi de gezdikten sonra İzmir’in kardeşi olduğuna inandığım Atina’yı anlatmak istiyorum. Öncelikle efsane haline gelmiş hikayesi ile başlayalım. Elbette bu hikayelere inanmıyoruz ama şehrin isminin nereden geldiğini anlamak için bu masalları dinlemek fena olmaz.

Bu şehir kurulurken Poseidon ve Athena bir yarışa girişmişler. Buna göre halktan en fazla beğeniyi alan şehrin koruyucusu olacakmış. Poseidon hepimizin bildiği üç başlı mızrağını yere saplamış ve bir at çıkmış. Atın özelliklerini ve insanlara olacak faydasını anlatmış. Herkes bunu çok beğenmiş. Sonra Athena sahne almış ve mızrağını yere saplayınca bir fidan çıkmış ve bu bir zeytin ağacına dönüşmüş. Bu gıdanın tüm özelliklerinden bahsettikten sonra Athena yarışmayı kazanmış. Böylece şehrin koruyucusu o olmuş. Şehir o sebeple Athena veya Atina ismini almış.

Atinayı anlamak için mitolojiyi biraz bilmek gerekiyor. Eski yunanlıların sözde tanrılarına armağan ettikleri birçok tapınak ve sunak bu şehrin tarihçesini oluşturuyor.

Atina denince başka neler aklımıza geliyor derseniz elbette basketbol ve futbol takımları (Panatinaikos, Olimpiyakos, PAOK), gece eğlenceleri, siesta, rahat davranışlı insanları ve tabii ki Akdeniz kültürüne dair tatlar… Bunlardan yeri geldikçe bahsetmeye çalışacağım.

Atina’nın başkentlik yaptığı Yunanistan Haritası aşağıda yer almaktadır. Buna göre Yunanistan 3000 in üzerinde adaya sahip olan ve Avrupa Birliğine 1981 de üye olmuş bir Balkan ülkesidir.

Yunanistan Haritası

Yunanistan’ın nüfusu özellikle yaşanan ekonomik krizden sonra 10 milyonun altına gerilediği noktasında bazı haberler çıkmıştır. Hakikaten Atina sokaklarında gezdiğinizde birçok dükkanın kapalı olduğunu görürsünüz. Hatta birçok evsizin halen sokaklarda yaşadığına da şahit olacaksınız.

Bu olumsuzluklardan sonra Atina’nın güzelliklerine yoğunlaşalım. Önce Yunanistan ve Atina’nın tarihi ile başlayalım.

Vikipedi den alınan bilgilere göre Antik Yunanistan M.Ö. 2. yy.’da Roma İmparatorluğu’nun hakimiyetine girerek ortadan kalktı. Roma İmparatorluğu’nun 4.yüzyılda bölünmesiyle de 1821’e kadar Doğu Roma ve Osmanlı İmparatorluklarının başkenti olan Konstantinopolis veya Istanbul tarafından yönetildi. Antik kültürler ve politeist dinler bu dönemlerde yerini Ortadoğu kaynaklı dinler olan Ortodoks Hıristiyanlığa, 13.-14. yüzyıllardan sonra da Müslümanlığa bıraktı.

Günümüzdeki modern Yunanistan, 1821’de Osmanlı Devleti’nin İngiltere, Fransa ve Rusya karşısında aldığı yenilgiler sonucu, bu imparatorlukların koruma bölgesi olarak, İstanbul’un idaresinden koparılan Mora Yarımadası ve Atina’dan ibaret küçük bir bölgede ‘Yunan Krallığı’ adı altında kuruldu. İlk Yunan Kralı olarak da Bavyeralı aristokrat aileden gelen Otto isminde bir Alman atandı. 1843 yılında çıkan bir isyan sonucu kral Anayasa’yı kabul etmek zorunda kaldı. 3 Eylül tarihli bu olay Anısına Omoria Meydanı’na çıkan bir yola bu isim verilmiş.

Atina’ya ulaşmak için Elefterios Venizelos Havalimanı kullanılabilir. Buradan otobüs veya metro ile şehir merkezine ulaşabilirsiniz. Metro kişi başı 8 euro olup, iki kişilik bilet alınırsa 14 euro veriliyor. Taksinin 30-40 euro civarında tuttuğunu söylüyorlar ama ben kullanmadım. Yeri gelmişken belirteyim; Atina’nın metro sistemi çok gelişmiş olmasa da İstanbul’a ve Roma’ya benziyor. İşe yaşıyor diyebilirim. Tek yön bilet 1,2 euro iken günlük bilet ise 24 saatlik kullanıma sahip ve 4 euro. Atina metrosu için tıklayın

Atina’nın kalbi diye adlandırılabilecek bazı yerler var. Bunlardan biri Omoria Meydanıdır. Burası birçok turistin konaklamak için seçtiği yer olsa da birçoğuna göre hırsızlık, fuhuş vb konularında dikkatli olunması gereken bir yerdir.

Aşağıda fotoğrafı olan yerde güzel pastaneler bulabilirsiniz. Bunlardan bence en iyi ve uygunu Kimbo’dur. Burada çeşit çeşit tatlı yiyebilirsiniz. Burayı gezdiğiniz zaman anlayabileceğiniz gibi Türk tatlılarına benzer birçok tatları var.

Omorio Meydanı Atina

Omoria Meydanı’ndan şehrin diğer bir merkezi olan Monastiraki’ye Athinas caddesinden yürümeniz gerekir. Athinas caddesi üzerinde birçok sokak satıcısı görebilir ve eski tipte küçük esnafla karşılaşabilirsiniz. Bu cadde üzerinde ilk olarak Belediye binasına geleceksiniz, sonrasında da merkezi pazar alanına varacaksınız. Bu pazarda oldukça uygun fiyata meyve bulabilir, peynir zeytin satın alabilirsiniz.

Atina Haritası
Atina Haritası
Merkezi Pazar Alanı – Central Market
Merkezi Pazar Alanı – Central Market

Bu arada unutmadan şunu da belirtmem gerekiyor. Yunanistan’da sokak bulmanız her zaman kolay olmayabilir. Burada Yunan alfabesi kullanılıyor ve bunları lise döneminde gördüğümüz matematikten hatırlıyoruz.

Athinas caddesinden aşağı doğru 300 metre daha yürüdüğünüzde karşınıza Monastiraki meydanı çıkmaktadır. Bu meydan oldukç hareketli bir yer olup hem öğlen hem de akşamları insanların akın ettikleri bir mekandır. Burada sokak göstericileri, kafeler, sokak satıcıları, küçük dükkanlar bulunmaktadır. Ayrıca metro istasyonu da iki metro hattının kesişiminde yer alır.

Monastiraki Meydanı – Monastiraki Square Athens

Monastiraki meydanında yer alan en önemli yapılardan biri hiç şüphesiz eskiden bir camii olan fakat günümüzde Yunan el sanatları galerisi olarak kullanılan bir yapıdır. Buranın eski adının Fetih camii olduğu belirtilmektedir. Caminin girişinde bu ad yazmasa da biz buranın Fetih camii olduğu kabulu ile hareket edelim. Atina Fethiye Camii, 1456 yılında fethedilen Atina’yı Fatih Sultan Mehmet’in 1458 yılında ziyareti anısına inşa edildiği kabul ediliyor. Bir başka görüşe göre ise Fethiye Camii, 17’inci yüzyılda daha önce var olan ibadethanenin yerine inşa edilmiş.

Monastiraki Meydanında Fetih Camii – Fetih Mosque in Monastiraki Square Athens
Monastiraki Meydanı – Monastiraki Square Athens
Monastiraki Meydanı – Monastiraki Square Athens

Monastiraki’den sağ tarafa dönüp küçük dükkanların arasına girdiğinizde Bit pazarına girmiş olursunuz. Burada birçok hediyelik eşya, yöreye özgü sanat çalışmaları vb bulunabilir.

Monastiraki Bit Pazarı – Monastiraki Flea Market

Bu sokaktan devam edip Sokağı bitirin ve sola dönün sonra tekrar sol döndüğünüzde sağ tarafta yukarıda Acropolis’i görebilirsiniz. Acropolis yani “yukarıdaki şehir” hem düşman akınlarından korunmak hem de o zaman yaşayan halkın sözde tanrılarına armağan olsun diye burada konuşlandırılmıştır.
Yolunuza devam ettiğimizde sağ tarafta Antik Agora’nın yani Eski meydanın girişini görürsünüz. Burada kişi başı 12 Euro’ya bilet alıp Acropolis’e doğru tırmanmaya başlayabilirsiniz.

Antik agorada ve Atina’nın birçok yerinde Roma imparatoru Hadrianın   Ismini taşıyan eserleri görürsünüz. Bunun yanında antik agorada tapınaklar, sunaklar ve diğer önemli eserler yer alır. Aşağıda bunlara ait bilgiler vardır.

Antik agora ve acropolis haritası

Aşağıda Hephaistos Tapınağı görülmektedir. Hephaistos, Yunan mitolojisinde Zeus ile Hera’nın oğlu, Afrodit’in eşi olarak kabul edilir.

Hephaistos tapınağı

Antik agoradan Acropolis e giden yol da aşağıda gösterilmektedir. Bir söyleme göre burasının ismi Tanrılar yoludur.  Bu yolda eskiden birçok zeytin ağacı varmış. Bu ağacın da bu sebeple kutsal olduğuna inanılırmış. Zaten Ege ve Akdeniz kültüründe zeytin ve zeytin ağacının büyük bir önemi vardır. Örneğin zeytin dalı barış anlamına gelmektedir. Bu kültür ülkemizde de yaygındır. Mesela Manisa çıkışında Elinde Zeytin dalı bulunan bir heykel sizi karşılar.

Acropolise giden yol

Acropolise giden yoldan Atina manzarası aşağıdaki gibidir. Burası oldukça yüksekte olup karşıda Lycobett tepesi görülmektedir. Acropolise giden bu tepenin bir özelliği de oldukça kaygan kayalardan oluşmasıdır. Burası oldukça rüzgarlı olup kendine güvenmeyen bir insanın çıkmaması gerekir diye düşünüyorum. Buradan Atina manzarası belki çok keyiflidir ama özellikle kış aylarında buranın rüzgarı sizi hasta edebilir ve aynı zamanda dengenizi kaybedip kayaların üzerine düşebilirsiniz.

Acropolise giden yoldan Atina manzarası

Aşağıda Dionysos Tiyatrosu görülmektedir. Atina gerçekten bir mitoloji şehridir. Bu sebeple sözde tanrılara burada çok yer verilir. Dionysos da bunlardan biridir. Efsaneye göre on iki Olympos tanrısından biri olan Dionysos, Zeus ile Semele’nin oğludur. Bu karakter iki defa doğmuş anlamına gelmektedir. Bunun sebebi Zeus’un karısı olan Hera’nın bu çocuktan intikam almak için onu öldürmesi ve Dionysos’un tekrar doğmasıdır.

Dionysos Tiyatrosu – Atina Dionysos Theather Athens

Aşağıda ise Erechtheum yer almaktadır. Burası Acropolis dağının en tepesinde yer alan ve Athena ile Poseidon’a adanmış bir tapınaktır.

Erechtheum Atina

Acropolis denildiğinde ilk akla gelen eser herhalde Parthenon’dur. Birçok insan bu yapının Acropolis olduğunu bile düşünür. Oysa Parthenon Athena’nın tapınağıdır, MÖ 5. yüzyılda Acropolis’te inşa edilmiş en büyük yapıdır. Partenon isminin Athena Partenos`ün kült heykelinden geldiği sanılmaktadır. Bu heykel Fidias tarafından fildişi ve altın kullanılarak yapılmıştır, Athena`nın sıfatı partenos (bakire) tanrıçanın bekaretini simgelemektedir. 6. yüzyılda Partenon Hz.Meryem`e adanan bir kiliseye çevrilmiştir. Osmanlı Devleti`nin buraları ele geçirmesinden sonra 1456 yılında cami olarak kullanılmaya başlanmıştır. 1687’de buradaki cephanelik patlamış ve bu patlama tapınağa ciddi biçimde zarar vermiştir.

Yunan isyanı sırasında Yunanlar tarafından savunma amaçlı olarak da kullanılmıştır. Benim gezim esnasında halen restorasyonlar devam etmekteydi.

Parthenon Atina - Parthenon Athens
Parthenon Atina – Parthenon Athens
Parthenon Atina – Parthenon Athens

Acropolis te işiniz bittikten sonra şehir merkezine inebilirsiniz. İniş yolunuzda karşınıza Metamorphosis kilisesi gelir.  14.yydan kalma bu kiliseyi geçip aşağı doğru inmeye başladığınızda Karşınıza Roma Forum ya da Roma pazar yeri gelecektir.

Metamorphosis Kilisesi Atina

Roma forum alanında bu kapı karşımıza çıkmaktadır. Buranın hemen arkasından giden yoldan ise Hadrian’ın Kütüphanesi’ne ulaşılır.

Roma Forum
Hadrianın kütüphanesi – Hadrians library

Hadrian’ın Roma için öneminin yanında Atina için de Önemi vardır. Bu büyük Roma imparatoru Atina’ya özel Önem vermiştir. Bu sebeple kendisi Anısına birçok eser yapılmıştır.

Acropolis Atina

Şehrin bir diğer önemli mekanı da Syntagma Meydanıdır. Parlemento Binasının olduğu ve ünlü Ermou caddesinin bittiği bu meydan çeşitli gösterilerin yapıldığı bir buluşma alanıdır.  Bu meydandan ünlü kıyafetleri ile Yunan askerlerini görebilirsiniz. Hatta yanlarına gidip resim de çektirebilirsiniz. Bu askerlerin kıyafetinde yer alan Eteklerinde 400 pile vardır. Bu Osmanlı İmparatorluğu’nun, Yunanistan üzerindeki 400 yıllık hakimiyetini unutmamak içindir.

Yunan Parlemento Binası

Syntagma meydanı aşağıda görülmektedir. Görüldüğü gibi eğlencenin bol olduğu güzel ve hareketli bir meydandır.

Syntagma Meydanı

Syntagma Meydanı’ndan karşıya geçtiğinizde önüne gelen caddeye Ermou caddesi denir. Bu cadde Atina’nın en ünlü caddesidir. Burada birçok ünlü mağaza vardır ve çok hareketlidir. Burada vakit geçirmeyi unutmayın. Bu caddenin hemen başında Sytangma meydanına doğru duran tren benzeri bir araç vardır. Bu araç şehir içinde tur yaptırmaktadır. Bence fiyatları makul, siz de deneyebilirsiniz.

Ermou Caddesi
Ermou Caddesi

Atina’da bu kadar çok önemli eser varken  belki Pire’ye gitmek doğru olmaz ama ben yine de bir liman kenti olan sonradan Atina ile birleşmiş 450 bin nüfuslu Pire’ye (Pireus) gideyim istedim. Buraya yeşil hatlı metroyu kullanarak rahatlıkla varabilirsiniz. Pire’de çok geniş bir liman var ve şehir tamamen deniz kenarına kurulmuş. Açıkçası ben İzmir’i ve Karşıyaka’yı tercih ederim.

Pire denince aklıma hemen Olimpiyakos Basketbol takımı geliyor. Biliyorsunuz bu takımın arkasında Pireus yazar. Zaten Olimpiyakos’un stadı Pire durağından bir önceki duraktır.

Pire’de metrodan inice sahilde yürüyüş yapabilirsiniz. Burada açıkçası liman tüm kenti kaplamış gibi görünmektedir. O sebeple denizi serestçe görmeniz için limanın içine girmeniz gerekir. Sahil hattında yürürken camiye benzer belki de eskiden cami olan kiliseler görürsünüz.

Pire’de ve Atinanın merkezinde parklarda veya meydanlarda bazı ağaçlar göreceksiniz. Bunlar mandalinaya benzer turunçlar vermektedir. Bunları insanlar pek toplamıyorlar. bunun sebebi bunların sadece görsel güzellik sunması ama tadlarının acı olmasıdır.

Evet değerli gezginler, Benden bugünlük bu kadar umarım sizlere güzel bir Atina sunabilmişimdir. Bir sonraki yazıda görüşmek üzere.

IMG_4457

IMG_4460

IMG_4464
Pire Limanı

IMG_4466

Yorum bırakın